Usta şarkıcı Kayahan’ın kızı, ‘’E Bebeğim E’ şarkısının baş kahramanı Beste Açar bu sayımızın konuğu… Sanatın içine doğan ve bale eğitimi alan Açar son yıllarda ise kendini Access Bars tekniklerine adamış. Bu yolda ilerleyen Beste Açar, hayatına güzellikler ve kolaylıklar getiren bu tekniği verdiği eğitimler ile birlikte herkesle paylaşıyor. Ünlü isimle Eskişehir’e geldiğinde buluştuk ve çok özel bir sohbet gerçekleştirdik.
Kayahan’ın kızı olmak nasıl bir duygu?
Yıllar önce sorsaydınız taşıması insan için çok mümkün olmayan bir şey derdim. Çünkü her şeye çok dikkat etmek ve birçok şeyi öyle olmadığı halde yapmak zorunda hissediyor ve aslında kendiniz olmuyorsunuz. Ama şimdi benim için böyle bir babamın oluşu çok büyük bir hediye. Onun bıraktığı her şey benim için çok ama çok büyük birer miras. Şu an onun yük kısmının yüzde birini bile hayatımda bedenim ve yaşamımda hissetmiyorum. Onun var olması onun bıraktıkları ve herkesin ona karşı olan o koşulsuz sevgisi o kadar güzel ki bu bana çok farklı hissettiriyor ve çok farklı bir boyutta babamı deneyimliyorum. Keşke o hayattayken de bu bakış açısıyla bakabilseydim ama şu an yüzde yüz onun o sanatçı kimliği dışındaki babam nasıl bir babaysa onu kabul edebildim. O onun mesleğiydi tıpkı bir doktor bir eczacı gibi… Onun sanatçı kimliğinin dışında artık babamın nasıl olduğunu, kim olduğunu ve benim onunla olan ilişkimin içindeki baba rolünü şu an çok daha iyi biliyorum.
Oğlunuz Rüzgar dedesine benziyor mu?
Rüzgar şaşırtıcı bir şekilde babamın bir parçası onda kalıp gitmiş kadar çok benziyor. Davranışları, zevkleri ve en önemlisi görünümü ona çok benziyor. O kıvırcık saçlarıyla bana gelip her sarıldığında sanki babama sarıldığımı hissediyorum. Babam Rüzgar’ı çok seviyordu. Hastalık sürecinde ona Rüzgar’ın fotoğraflarından oluşan bir takvim hazırlamıştık. Bütün o yorucu tedavilerden sonra dinlenme zamanlarında sadece onun fotoğrafına bakıp onu izlediğini ve onun ona çok iyi geldiğini söylüyordu. Başka bir aşk, başka bir ilişki vardı onların aralarında. Rüzgar babamı kaybettiğimizde 3-3.5 yaşlarındaydı. Babam bedenen aramızdan ayrıldı ama ruhunun küçücük bir parçasını Rüzgar’ın içine koyup da gitti diyorum. Onda babamdan çok fazla şey buluyor ve görüyorum. Ve bu zaman geçtikçe artıyor. Çok mutluyum. Bakalım Rüzgar neler yapacak?
Bir adım daha ileriye gitmeyi seçtim
Gündelik hayatta neler yapıyorsunuz?
Öncelikle yaklaşık 6-7 yıldır kendime zaman ayırmadığım bir sürü alan olduğunu fark ettim. Hep başkaları için bir şey yaptığımı ve öncelik sırasında kendimi son sıralara attığımı fark ettim. Öğrenmenin ne yaşı, ne zamanı var. Her gün bir gün önce öğrendiğiniz şeyin üzerinden geçtiğinizde bambaşka bir şey açığa çıkıyor. Access Consciousness sistemi içerisindeki tüm eğitimler içinde, farkındalığımla kendimi daha fazla geliştirmeyi ve her geçen gün bir adım daha ileriye gitmeyi seçtim. Kendimi bunlara adadım. Öğrenmeye, okumaya ve içinde bulunduğum sistemde olabilecek en yüksek potansiyelimle mevcut olmayı seçtim. Çok fazla okuyorum. Şu an bir kitap yazıyorum. Sınıflar açıyorum, boş zamanım yok aslında. Çocuklarım, köpeklerim, kedilerim, bahçemle ilgileniyorum. Hayatı aslında dolu dolu yaşıyorum. Meditasyon yapıyorum. Mutlaka her gün 15 ya da 20 dakika çok sevdiğim müziklerimin eşliğinde gözlerimi kapatıyorum, kendime zaman ayırıyorum. Çünkü gün içinde zaten gözlerimiz açıkken birçok şeyi algılamaya çalışıyoruz. Ama gözler kapandığında dışarı ile olan ilişkimiz kesiliyor ve kendinizle olan ilişkiniz orada başlıyor. O zaman her şey daha da sessizleşiyor.
Access Bars nedir?
Access Bars barlara erişim demek. Access Consciousness sistemi 30 yıl önce Gary Douglas ve kurucu ortağı Dr. Dain Heer tarafından kurulmuş. 10-12 yıldır adını daha fazla duyduğumuz ama dünyada uzun yıllardır var olan mucize bir teknik. Ben 6 yıl önce varlığını keşfettim. Dedim ki bu bana iyi gelecek olan şey. Bu benim için eğlence, bu benim içi keyif. Çünkü Dr. Dain Herr’in videolarını izlemeye başlamadan önceki halimden çok daha iyi ve mutlu hissettiğimi fark ettim. Bu bana iyi geliyorsa ben bunda yürümeye başlayacağım ve herkesle bunu paylaşacağım. Çünkü ben reklamcıydım ve bir kaosun içindeydim. Kendim olamıyordum. Kendime bir soru sordum: ’’Keyif alabileceğim bir işim nasıl olabilir?’’ Her gün büyük bir keyif ve mutlulukla gidebileceğim bir işim olmalı diyordum. Bununla birlikte başarının geleceğini biliyordum. Sonucuna bağlanmadan aşk ve sevgiyle sadece keyif aldığınız işi yapıyorsanız başarı ve para geliyordu. Access Bars sınıfları açmayı seçtim. Bu ilk adımdı. Sonra muhteşem olduğunu anladım hayatımda birçok şeyi değiştirdim ve dönüştürdüm. Daha sonra ilerlemeyi seçtim ve şu anda Türkiye’nin birçok yerine hatta dünyada birçok ülkeye de gittim.
Bir sürü teknik var, neyi seçeceğim, neyi alacağımdan çok sadece oradaki enerjiye bakmak gerekiyor. Hepsi birer araç. Önemli olan sizin onun içinde kendinizi nasıl hissettiğiniz. Bunu daha fazla insanın bilmesini ve hayatının içine dahil edip içselleştirmesini istiyorum. Her şeyin mümkün olduğunu bu sınıflarda görüyorum. Örneğin kilo veremiyorsa birkaç ay sonra bedenindeki kilolardan özgürleşebiliyor çünkü altında bir bakış açısı var. Ya da belki kilolu olmak onun için görünür ya da güvende olmak onun içindir ki yaptığı diyetler egzersizler hep başa sarıyor ve eski haline geri geliyor. Ama o bilinçaltı temizlendiğinde, bakış açılarınızı özgürleştirdiğinizde hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Dünyaları yiyin asla kilo almıyorsunuz.
Pandemi süreci nasıl geçti?
Pandemi katkılarla dolu geçti. Vermek üzere olduğum ama ertelediğim kararlarım vardı. Çünkü bir rutinin içinde hep bir şeyler yapmak zorundayım deyip geçiştirdiğim o oluşumda bir türlü kendim yüzde yüz ‘’tamam artık bunu yapmıyorum’’ diyebilecek durumda değildim. Hayatımda 3-4 tane alanı tamamen değiştirdim ki bu benim için çok ama çok güzel. Covidin bana hediyesi oldu. Kendi kararlarımı verebilmem için bana zaman tanıdı. Kendimi dinlemeyi öğrendim. Bir sürü yerde bir sürü şey duyup, onlarla iletişim içerisinden kendinizle iletişimi koparıyorsunuz. Kendi kendime kaldım, kararlar verdim ve çevremde de böyle yapan inşalar gördüm. Bence covid herkese kendini fark etmeyi, kararlarını verebilmeyi ve kendi kendisiyle zaman geçirebilmeyi öğretti diye düşünüyorum.
Şarkı söylemeyi çok seviyorum
Müzik projeleriniz var mı?
Aslında uzun yıllardır yazdığım sözler var. Albüm olarak yaza da hali hazırda var olan bestelerim var. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Konservatuar mezunuyum ama bale mezunuyum. Doğduğumdan beri müzikle iç içeyim. Şu an yazdığım sözler var. Yaptığım çok güzel bir beste var stüdyo aşaması bitti şu an. Benden sadece olması için onay bekleyen bir halde duruyor. Onu biraz ileri tarihe atıyorum neden dersen? Ben enerjiyi çok fazla parçalamayı bölmeyi sevmiyorum. Tek bir yerde olmak yüzde yüz mevcut olmak önemli. Müzik de benim için ‘o da olsun’ dediğim bir alan olmadığı için ona da kendimi yüzde yüz vermek istiyorum. Şu an kendimi tamamen Access’e adadığım için onlar biraz bekliyorlar. Şu an için her gün şarkı söylüyor, bir şeyler yazıyor depoluyorum.
“Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir”
Okuyuculara hayatlarını kolaylaştıracak öneriler verir misiniz?
Bir kere şu an yaşadığımız ülkede zor olanın değerli olduğuna dair bir inanış var ki bir şey zor elde edildiğinde bizim için değerli oluyor. Çok para kazanmak, çok başarılı olmak çok zor ve çok çalışma gerektirir. Çok mutlu olmak için çok özverili olmam lazım. Zor zor zor… Aslında her şey o kadar kolay ki… Access’in sınıflarının çağrısı beni asıl cezbeden ve çeken tarafıydı. ‘’Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.’’ Eğer bir şeyin kolay olmasını seçiyorsanız ve onu keyif ve neşeyle sonucuna bağlanmadan yapabilme tarafınaysanız aynen öyle oluyor hayatınız.
O zaman Acces Bars’a göre zor diye bir şey yok diyebilir miyiz?
Ben zora tutunan herkesin artık onların seçimleri olduğunu fark ettiklerini görmek istiyorum. Zor para kazananlar öyle istediği için öyle kazanıyor. Kolay kazananlar da kolay kazanmayı seviyor. Her ne yaşıyorsak onun bizim seçimlerimizin sonucunda tezahür ettiğini bilen daha fazla insanla çalışmayı seçiyorum. Onların da kolaylık enerjisinin gerçekten ne demek olduğunu algılamaları ve anlamaları için sadece kendilerine izin vermelerini istiyorum. Çünkü her şey sadece siz izin verdiğinizde oluyor. İzin vermediğiniz hiçbir şey gelip sizi bulamıyor. Ve kolaylık çok güzel çok keyifli bir şey. Kolayın değerli olduğunu anlamaları için Access Bars sınıflarına gelsinler.
Sizi en etkileyen şarkı nedir?
Son zamanlarda sadece meditatif müzik dinliyorum. Robert Heig Coxon dinliyorum. Tüylerim diken diken oluyor, gözlerimden yaşlar akmaya başlıyor meditasyon yaparken. Aslında klasik müzik çok seviyorum. Konservatuvar mezunu olduğumu için 17 yılımı bu müzikler eşliğinde dans ederek geçirdim. Çok yüksek bir frekansta olduklarını biliyorum ve onları dinlediğinizde bir şey düşündürmüyor. Sözleri olmadığı için egonuzu beslemiyor, bir şey açığa çıkarmıyor. Sadece kendinizi iyi hissettiriyor ve zihninizi boşaltıyor. Derseniz ki en çok hangi müzik sizi anlatıyor; klasik müzik..
Peki, E Bebeğim E?
O tabii ki beni anlatan ve babamın bana yazdığı bir şarkı olduğu için önemli. Bir bayram arifesiymiş. Babam işten eve gelmiş. Ben uyuyormuşum bebeğimle. Baş ucumda da bayramlık kırmızı rugan ayakkabılarım… Babam beni görünce çok duygulanmış. ‘’Gitarımı o anda elime alıp bestelediğim tek şarkıdır’’ diyor. Bana bakarak 25 dakikada şarkıyı yapmış, ertesi gün kaydını almış. Benim hayatımdaki en önemli şarkılardan birisi tabii ki bu.