Yaratıcı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Yaratıcılık bence önemli bir şey. Yani ilk akla geleni yapmamak, daha farklı bakış açıları geliştirmek… Benim için de… Ben mimarlık ve tasarım fakültesine girmiştim. Orada ilk yılımda bize hep böyle “ilk aklına geleni yapma, daha farklı şeyler düşün” gibi bir eğitim ve o bakış açısını aşıladıkları için. Artık böyle zaten tek düze şeylerde aaa“Aaa bunda şaşırtıcı bir şey yapmaya çalışıyorlar. Bu kadar basit olamaz” diye düşünüyorum. O da beni daha dinamik hissettiriyor, daha özgür oluyorsun bir kere. Ben seviyorum.
Eleştiriye açık mısınız?
Eleştiriye açığım ama böyle hakaret ya da çok üzücü gelip senin kalbini kırıcı bunu hedefleyen yorumlara ve eleştirilere çok açık değilim. Yani daha doğrusu hepsine açığım ama çok kale almıyorum ya da bana erişmesine izin vermiyorum öyle yorumların eleştirilerin. Ama her türlü olumlu eleştirilerin sonuna kadar açığım çünkü artık dünya böyle bir dünya ve bu devinimle kendimi yenileyebileceğimi ve geliştireceğimi düşünüyorum o yüzden açığım.
Hayatınızdaki kırılma noktası nedir?
Hayatımdaki kırılma noktası… Eskişehir’e gelmek ve bölüm değiştirmiştim. O da hayatımdaki kırılma noktalarından biri ve ben Anadolu Üniversitesi Halk Bilim ve Araştırmalar Merkezinde vurmalı çalgılar topluluğuna katıldım. O toplulukta da yaptığım şeyler şu gün yaptığım şeylerin aslında temelini oluşturuyor. Birçok vurmalı enstrümanı çalmaya ve ilgi duymaya başladım.
Kaliteli eşittir pahalı mıdır? Neden?
Kalite eşittir pahalılık değildir kesinlikle. Kalite biraz önce de söylediğimiz gibi daha yaratıcı daha olanaksız düşünen parçalar benim için. Yani düşünülmemiş… Yani klasiği de seviyorum her markanın kendine ait klasik parçalarından da hoşlanıyorum o ruh da çok güzel ama bana daha kaliteli gelen o klasik ruhu da koruyarak özgün o tatta yeni bir şeyler üreten daha yaratıcı parçalar o yüzden fiyatının hiçbir önemi yok her türlü genç girişimciyi de severek takip ediyorum bu anlamda çok güzel şeyler geliyor.
Giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Ben daha maksimalist biriyim. Yani böyle seviyorum aksesuar seviyorum, parlatmayı seviyorum büyük parçalar seviyorum, over-size şeyler seviyorum. Yani çok aksesuar sevdiğim için maksimalist bir yönüm var ve aynı zamanda daha minimal giyinen bir Ceren de var içimde. Birçok parçayı ve birçok stili içimde barındırıyorum. Ya moda dediğin şey zaten, hani eğer modayla ilgileniyorsan ve bununla ilgili bir şey üretiyorsan hep değişen ve dönüşen bir şey olduğundan kendimi bir kalıba sığdırmıyorum ama herkesin mesela gördüğünde “Aa! Ceren bunu giyer.” dediği şeyler var, bunu da seviyorum böyle bir çizgi oluşunu.
Görmeyi en çok istediğin ülke veya şehir neresi? Neden?
Şu an dolar bu haldeyken çok güzel bir soru oldu. Genelde ben İspanya’yı çok seviyorum. İspanyol kültürünü seviyorum, ayrıca Latin bölgelerini seviyorum. Birazcık da müziklerle alakalı bu aslında. Ben çok seviyorum böyle festivaller, karnavallar falan. O yüzden daha çok Latin Amerika diyebilirim.
Stil içerikleri üretirken nelerden ilham alıyorsunuz?
Benim için ilham kaynaklarım değişiyor ama genelde doğadaki desenler mesela beni çok cezbediyor. Zaten modanın da evrimi böyle işte zebra, leopar, bir sürü detay var. Ben genelde böyle zıt renkleri birleştirmeyi ya da çok natürel şeyler yapmayı seviyorum. Mesela monochrome kombinler seviyorum, tek renk, dümdüz, baştan aşağı baktığımda aynı renk… Ya da o rengin, o skalanın farklı tonlarında… Bu da zaten İngiliz kraliyet ailesinde çok görülen kombin çeşitlerinden. Genelde bütün kraliyet aileleri çok tercih eder daha asil ve bir ortama girdiğinizde daha dikkat çekici kılar. O yüzden bir iş görüşmesine giderseniz genelde tek renk giyinen kadınları ben çok şık buluyorum.
